Ailesi ile ilgili olay ya da durumları dışarıda anlatanlara hiç anlam veremiyorum. Madem her şey uluorta yaşanacak, o zaman dört duvar kavramı neden var?
Hayvanların öyle bir derdi yoktur, düşünmedikleri için. Düşünebilen hırsızlık da yapar, dedikodu da yapar, yemek de yapar, füze de... Yani üretkendir.
Üretken dedim de aklıma geldi…
Her insanın bir şeylere temayül etme kabiliyeti vardır. Eğer bu kabiliyetini kullanmazsa, ya da üzerinde uğraşmazsa yok olur gider. Bu uğraş verecek zamanı yapmak istediği şeye veremezse ne yapar?
- Okulundan tat almaz.
- Arkadaş ortamı onun için her şeydir. Aileden bile önce gelir.
- Nerede akşam, orada sabah…
“Ben her şeyi hatalarımdan öğrendim.”
Hata yapmayan kişi; bir şey yapamayacağı için zamanını kahve köşelerinde okey oynayarak, sokak kuytularında arkadaşlarıyla bir araya gelip belden aşağı sohbetler yaparak, ya da birilerine laf atıp biber gazı yiyerek ve bunun gibi binlerce türden şeylerle geçirir.
Yetenek, hepimizde vardır. Ama üzerinde uğraşmadığımız sürece ve aile bireylerimiz bu anlamda arkamızda olmadığı takdirde birer kütük olarak ömür sürdürmüş oluruz. Bu tip ebeveynler de kütük olarak yaşamlarını sürdürürler. Kendi babalarından öğrendiklerini de çocuklarına empoze ettikleri için küllün küllü zarar yaşamları olur.
Doğru bir şey yaptığına inanan kişi: ailesini de, toplumu da umursamasın. Bir yerlere gelebilmiş birçok insan tanıyorum. Hepsi ailelerini, dostlarını ellerinin tersiyle iterek bugünlere gelmişler. Güzel günlere geldiğini gören aileler ve çevredekiler onları sonradan benimsemeye başlamış ve kendi cahilliklerini önüne gözyaşı olarak sermişler. Bizim toplumda nasıl üretken olunur?
“Etraflıca düşündükten sonra doğruluğunu kabul ettiği yoldan, kimseyi umursamadan yürüyerek üretken olunur.” Dedikodu üreteceğine, aile içerisinde konuşulan şeyleri dışarıda birilerine anlatacağına, işten gelir gelmez yemek yiyip sızacağına, ya da kumar oynayıp gece yarısı eve geleceğine, hazır yiyeceğine bir şeyler yap. En azından kendi yemeğini yap.
“Zaman değerli. Bugün tarlana ektiklerin, yarın sofranda olacak.” Kuru ekmeğe muhtaç olmak mı istersin? Yoksa üç çeşit yemek+çorba+salata+tatlını yedikten sonra ailecek arabaya binip sahil kenarına giderek keyif yapmak mı istersin? Buyur hadi, seç birini… Seçtiysen üret. İstediklerine ulaşmak için önce yol yapmakla başla.
Servet SAYGINOĞLU - Üretken Toplum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder