11 Ağustos 2012 Cumartesi

Metrobüsbüs

İyilik yapayım derken iyice batırmak diye buna derler. Anadolu yakasından, Avrupa yakasına, aynı zamanda Avrupa’dan Asya’ya geçişte yıllarca sorunlar yaşandı. Ama bir şekilde insanlar evlerine ulaşabiliyordu. Geç oluyordu, biraz meşakkati vardı ama bir şekilde evlerine ulaşıyorlardı.

Metrobüsten bahsedildi, insanların gözleri parladı “Hayat bu işte” sözleri dolanıyordu insanların dilinde. “Allah sayın Topbaş’tan razı olsun” duaları artık kurutuyordu dilleri. Zamanı geldi ve açıldı. Normal otobüsler yine eski haliyle dolu ama metrobüste izdiham var.

İnsanlar ölüyor be!..

İnsanı aylarca aç bıraksınlar, metrobüse saldırdığı gibi ekmeğe saldırmaz. Mütevazi biriysen, sabahtan akşama kadar metrobüs beklersin. Binmek için illa birilerinin ayağını ezmen, ya da omuz atman, veya iteklemen yerek.  Yanlışlıkla ayağına bastığın insandan özür dilesen bir türlü, dilemezsen de arkandan yedi sülaleni sıradan geçirir. Öylesine kötü durumdayız ki; özür dilediğine pişman olursun. O saldırırcasına biniş esnasında insanların tahammülsüzlükleri had safhada oluyor. “Kör müsün kardeşim?” deyince, horraaa diye kavgaya tutuşuyorlar. Binen biniyor, bekle ki öteki metrobüs gelsin. Normalde 200 kişilik metrobüse 250 den aşağı insanın biniyor olduğuna kalıbımı basarım. Tek ayak üzerinde yolculuk ettiğimi bilirim. Bir ayağım havadaydı. Ama yerde olan ayağımın üzerinde de birinin ayağı vardı. Abartmıyorum. Bizzat yaşadım. Suratın cama yapışık gidiyorsun.

O kadar abuk sabuk şeye para harcanıyor ama söz konusu metrobüs olunca sayı yetmiyor. Sıkıntısını gören yöneticiler, illa kocaman metrobüsler eklemelidir diye bir kaide yok. Normal birkaç otobüs de eklenebilir.

Şimdi, “İyi mi oldu yoksa kötü mü oldu?” diye sorulursa; cevabı “Her ikisi de” olur. Metrobüs yokken insanlar semtinden uzak yerlerde iş bulma gereği duymazdı. Ama metrobüs çıktığından beri, Avcılar’da oturup da Kadıköy’de iş bularak koca mesafeyi severek kat etmeye başladılar. İyi olan buydu. Kötü olan ise, bizim halkın “İş yerim evime yakın olsun.” felsefesini çökerttiler. İşsizlikten…  “Amaaaan, ne de olsa metrobüs var. Sen işi bul, trafiğe takılmadan gider gelirsin.”

Ne de güzel gidip geliyorlar ama… Döven dövene, çarpışan çarpışana, bayılan bayılana, ezilen ezilene, sıkıştığı için ağlayan ağlayana…
Allah yardım etsin…

Servet SAYGINOĞLU - Metrobüsbüs

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder