9 Ağustos 2012 Perşembe

İzmir Gavur, Kalan 80 İl Müslüman

Gavur falan filan hikaye…
Sizin gibiler varsın İzmir’i gavur olarak bilsin. Ama gidip kardeşliği, dostluğu, başkasının yüzüne atılan tokadı kendi yüzünde hissedecek kadar delikanlı İzmir’den öğrensin.

Dağdan ineni davul zurnayla karşıla. Yaralı askeri otobüsle yolla. “Çok da şeyimdesin” der gibi. Evine dönen gazinin biletini ise komutanları alıyor. Allah razı olsun. Karakola bakıldığında ise karakol değil, koyunların barındığı ağıla benziyor. Sözde biz buradayız hesabı. Orada askerlik yapan genç en fazla 12 aylık askerdir. Ama on sene boyunca o dağları didikleyen terör örgütü elemanı ise adım başı ayağına takılacak çalılara kadar ezberlemiştir oraları. Sen gel, daha ilk defa eline silah almış gençleri sür onların önüne. Ne de olsa analar bol bol doğuruyor.

Telefonlarımız dinleniyor; ülkenin futbol şikesini ifşa etmek için. Terör Örgütünün telsizleri de dinlensin. Ne güzel yaka paça yakalarsınız. Ama yok.  Başbakan röportaj yapılmadan önce soruları gazetecilerden alıyor. Gazeteci, eğer hayatını işsizler tayfasında geçirmek istemiyorsa Başbakanı zor durumda bırakacak sorular sormamalı. Sorular üzerinde düşünülüyor. Sonra basın karşısına çıkılıyor. Yani bizim televizyonda gördüğümüz kapıdan çıktığında gazetecilerin sorularını yanıtlaması falan tamamen kurgu. Kimler soru soracak, sıraları belirleniyor. Sonra kameralar açılıyor, gelip sırasıyla sorular soruyorlar.

2300 yıl kadar önce yazılan Platon’un “Devlet” kitabını yediden yetmişe herkes okumalı. Zaman değişmedi, her şey aynı. O zamanki düzenden, bugüne kadar. Söylemekten vazgeçtim, artık düşündüğümüz de suç oluyor. Nasrettin hoca kızını suya göndermeden önce dövüyor. “Testiyi kırdıktan sonra dövmemin ne anlamı kalır ki?” diyerek… Şimdi yolda yakalayıp bizi dövmeye de başlamak üzereler. Herhangi bir suçumuz olmadığı halde. “Neden dövüyorsunuz?” diye sorarsak; “Bize muhalif olduktan sonra dövmenin anlamı olmaz.” diyecekler.

Ekmek bulamayan pilav yesin. Adam neden gidip iki puaça çalıyor ki? Gidip bir cemaat evinin kapısını çalsaydı, doyururlardı karnını. Verilen 12 yıl hapis cezası puaça çaldığı için değil,  cemaate uğramadığı için. Yani tinerci olduğu için…

İzmir kadar birlik şehri yok ülkede… Yayılsın bu insanlık şelalesi. Üç kuruşa tenezzül etmesin kimse, yardıma koşsun. Söz konusu gavurluksa, size küçük bir örnek vereyim; “Şimdiye kadar 100 den fazla firmada çalıştım. Bir o kadar da patronum oldu. Bunlardan bir tanesi sahiden gavurdu. Ama onun kadar işçisine sahip çıkan, hakkını zamanında ödeyen. İşçisinin aile sorunlarına kadar ilgilenen bir tane patron görmedim.” Gavur örnek olsun müslümana. “Müslümanım” diyenin, Müslümanlıktan haberi yok. Cat Stevens, yani nam-ı değer Yusuf İslam durumu şöyle izah ediyor:

“Müslümanları görseydim Müslüman olmazdım, iyi ki İslamı Kur’an’dan öğrenmişim. İslam bağnaz bir din değil, tamamen bağnazlara karşı bir dindir aslında, fakat bugünün müslümanları ki ben onların müslüman olduklarına inanmıyorum, gözleri kandan başka bir şey görmeyen, islama ırkçılığı ve siyah perdeyi koyarak islamın hoşgörüsünü yıkan ve kendilerini kul olarak sanan ibadet düşkünlerine hiç inanmadım, ben sadece Kur'ana inandım, ve İslam'ı seçtim.”

İşte “Müslümanım” diyenler biraz Müslümanlığını yoklasın. İğne hafif kalır. Çuvaldızla yoklasın. Çok ucuz. 3-5 liraya almayanı dövüyorlar.

Servet SAYGINOĞLU - İzmir Gavur, Kalan 80 İl Müslüman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder