Yormayınca ne oluyor? Dur cevap vereyim; beden gücüyle
çalışan biri olduğunu düşün… İki ay boyunca çalışmama sonrasında aniden ağır
bir işe girersen eğer akşamı getiremeden olduğun yerde çökersin, üzerinden tank
geçmiş kurbağa gibi olursun. Bu kadar açık ve net! Öncesinde günlük belli birkaç
saat çalışırsan birkaç gün içerisinde bunu birer ya da ikişer saat
arttırabilirsin. Bunun yorgunluğu hissedilmez bile. Kafa çalıştırmak da bir
nevi beyin çalıştırmak gibi, düşünmek demek beyin sporu demektir, tabi büyük
bir sorun var ortada. O da şudur iki nokta üst üste: Beyin yorgunluğu vücut
yorgunluğuna benzemiyor. Yani uyumak beyin yorgunluğunu kolayca almıyor, onun
için kafanı rahatlatıcı şeyler bulman gerek. Kimi bunu birkaç tane müzik
dinleyerek yapar, kimi çıkar açık havada dolaşarak yok eder, kimi de açar bir
film izler bir de bakar ki şarj olmuş. İnsan, beynini dinlendirici şeyleri
birer birer keşfetmesi lazımdır. Çünkü bir uzun yol şoförü bile aklında bir
sorun varken o yolu bir türlü bitiremez olur.
Aklına takılacak şeylere karar verebilecek boyuta
ulaştırman gerek kendini… Bir şeyi illa ki aklında tutacaksın diye bir kaiden
olmasın. İstediğin şeyi sana istediğin zaman hatırlatacak bir not defteri ya da
telefonun mesaj bölümünü kullanmaya ihtiyacın var. Bu senin faydanadır. Aklında
tutmaya çalışmak; yeniden öğreneceğin şeyleri engellemeye çalışır, çünkü
sürekli onu unutmamak için çabalarsın, unutmak istememek bile unutmayı
kolaylaştırır. Eninde sonunda unutursun, sonra hatırlamaya çalıştığın sürede
öğreneceğin şeyleri kaçırmış olursun. Çok basit anlatıyorum ama bir o kadar zor
işte.
Zor olanı kabul et, zoru başar ki kendi gözünde biraz
kıymetlen. İmkânsıza oynanmaz. Hiçbir destek almadan zıplayıp kafanı on bin
fitte uçan uçağa vuramazsın, imkânsız olan budur. Ya da bir duvarın önünde
oturup oradan bir kapının açılmasını beklemek gibi. Zor olana gelecek olursak;
kapının önünde beklersin, ya da o kapıya kırk tane kilit vurulmuştur, onların
açılması çok zordur. Ama imkânsız değil, kilit nasıl vurulduysa oraya, bir
şekilde açılır. Açmak için sabır gerek, sebat gerek, özellikle de o kapıyı
açmak için kapıyı açmaya karar vermek gerek…
Haa unutmadan, bu konuyu geniş bir zamanda daha
ayrıntılarıyla yine konuşuruz, sırayla, adım adım...
Servet Saygınoğlu – Karar Vermek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder