25 Ağustos 2012 Cumartesi

İki Ayaklılar

Güzellik yapmak gerek kendine… Elinden geldiğince tabii… Bunu kimsenin bilmemesi çok iyi olur. Bilirlerse o güzelliğine mani olmak için ellerinden geleni yaparlar. Kendine bile söyleme, sürpriz yap. Mutlu et kendini. Bir sürü mut olsun hayatında…

“Zevkler ve renkler tartı
şılmaz” diye bir şey var. Sorun da şu ki: Herkes bunun üzerine tartışıyor. Bir farklılaşma çabası var ki sormayın gitsin. Bu kadar da kepazelik olmaz. Şunu sevmiyorum”, “Şunu beğenmiyorum.” gibi cümleler kurarak dikkatleri üzerilerine çekmeye çalışırlar. Aptal olduklarının farkında değiller ama ben onları dinlemeye bayılırım.

Konu
ştukça batarlar, anlattıkça başa dönerler, biraz da olsa mutluyken; mutsuz bir şekilde kalkarlar masadan. Stres yaparlar, ertesi gün yüzlerinde bir sürü sivilce, sonra migren ve türevleri.

İnsan kendini lağım çukuruna atmak için ancak bu kadar zorlar. İsteyen istediğini bulsun. Ne hali varsa görsün ama etrafındakilerin bundan etkilenmesinden rahatsızım. Suçlu olana hak ettiği ceza verilsin, ama kurunun yanında yaş yanmasın. Yaş olan tam yaş olsun ki, ateşten etkilenmesin.

O kadar ucuz kuruntularımız var ki, sahiden gülünecek haldeyiz. Biraz sorgulamak aydınlatmı
ştır bizi, en azından sabah erken kalkınca, günün doğuşuna şahit olup, kendini tamamen güne adapte etmek gibi. Rahatsız olanı selam bile vermemeli. Bir de “Sevilmeyen biriyim.” Cümlesini söylerken bir tür büyüklenmeleri var. Neyin tavrıysa artık… “Amaaan sende her iki ayaklıdan insanlık mı bekliyorsun?” diyeceksiniz. Valla ne diyeyim. Siz de haklısınız.

Servet SAYGINOĞLU - İki Ayaklılar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder