5 Haziran 2012 Salı

Bakabileceğin Kadar Çocuk


Bugün eski bir gazeteye rastladım, ocak ayının gazetesi. Sayfalarını karıştırmaya başlayınca bir fotoğrafa gözüm takıldı. Altını okumaya başladım. Eminönü’de kiradan tasarruf yapmak için beş tane bekar bir ev tutmuşlar. Sanırım sobadan çıkan gazdan dolayıydı. Bir sabah bakmışlar ki, çocukların hepsi ölmüş. Bunlardan üç tanesi kardeş, diğer ikisi de akraba. Üç çocuğun babasıyla yapılan röportajı okudum. 10 çocuk babası A. evlatları için gözyaşı döktü falan filan yazıyor. İnsanın tipine bakarak karar verilmez ama öyle bir zalim görünümü vardı ki, tırstım adeta…

Sorduklarında: “Memlekette iş olanağı olmadığı için çocukları gurbete yolladık. Evimizin geçimini onlar sağlıyordu.” demiş. Bunu söylemek için insanın ar damarının kopmuş olması gerek. Çıldırmamak elde değil, 10 çocuk yaparken neyine güvendin amcacım, NEYİNE? Sıradan bir inşaat işçisine de benzemiyordu. Gayet sağlıklı bir adam. Kıyafeti, tıraşı yerinde, üstelik göbekliydi. Çocuklarını çalıştırarak parasını gönül rahatlığıyla yiyen adam (!) Gözünden bir damla yaş gelmemiştir, bundan adım kadar eminim. İçi yanmamıştır. Çünkü sürü var, evladın kıymeti yok.

Madem bakamayacaktın, neden oynadın karınla? Aynı soruyu ben kendi babama da söylüyorum. Biz de sekiz kardeşiz. Ailem Ağrı’da. Burada geberip gitsem de gözyaşlarına aldanmasın kimse. Annemin acısına inanılır ama babanın acısına inanmam.. O kadar çok çocuk olduktan sonra vakt-i zamanında “Sekiz tanesiniz. Üçünüz, beşiniz geberseniz ne olur ki?” demişti. Nefretim vardır z.kine düşkünlüğe. Kadınlar garip, kadınlar şiddet görüyor. Kadın “Doğrumam” diyemiyor. Adam “büyüsünler, çalışıp bana para göndersinler, ben yiyeyim.” zihniyetiyle sevişiyor. Yav az-çok yeni nesil bilinçlenmeye başlamışken şu kondom olayını kaldırmak da neyin nesi oluyor? En az üç çocuk demişlerdi ya, buna “kürtaj:3”, “kondom:3” olarak eklenince, en az 9 çocuk demiş olurlar muhtemelen.

Madem Müslümanlıktan bahsediliyor, ben de burada kendi bilgimi söyleyeyim. “18 haftaya kadar çocuk anne karnında henüz canlı değildir, onu aldırmak günah olmaz.” İnsanlar yeni yeni bilinçleniyor, evlenme oranı günden güne azalmaya başladı. Evlilik çile haline döndü, gelin olacak kızın pek fazla istediği bir şey yok. Sorun ailelerin tamamında… Kızlarını memur, avukat ve mühendise pazarlama düşüncesinde. İnsan kendi sevdiği ile yuvasını kuramıyor, ya anne sorun çıkarıyor, ya da babası “ben ne dersem, o olur” diyor. Ne kadar çok girdap var boğulduğumuz.

Lafı fazla değiştirmeden fazla çocuk yapmaya niyetlenen insanlara bir çift lafım var:

Cebine güvenmiyorsan, çüküne de güvenmeyeceksin. Erkeklik, adamlık dediğin önünde sallanan organdan anlaşılmaz. Bakabileceğin kadar çocuk yaparak, onlara her istediğini alacak durumun olduğu sürece adamsın. Haricinde iki yüzüne de çevir çevir tükürülecek insansın (!) Eğer ki bakabilecek durumun varsa, istediğin kadar yap. Bu durumun en canlı örneği; memleketteki köyümüzde yakın bir komşumuzda var. En büyüğü lise 2. Sınıfta. 11 kardeşler. Adam zengin tabii, ona laf yok. 21 bile olsa umurunda olmaz. Hepsini refah içerisinde yaşatacak durumu var. Daha farklı bir örnek; adamın 14 çocuğu var. İki eşten. Hepsini gönül rahatlığıyla büyütmüş. Şu anda 14 çocuğu da kimi memur, kimi avukat, kimi mühendis. Memlekete faydalı insan böyle olur. Daha eşinin ayağına ayakkabı bile alamayan adam (!) güneş battığında eşinin üzerine çıkıyor. Çükün kopsun şerefsiz!

Servet SAYGINOĞLU – Bakabileceğin Kadar Çocuk

1 yorum:

  1. Ne diyeyim sevgili Servet Saygınoğlu, bu kadar cesur, bu kadar mı güzel anlatılır. Hayatta herşeyin gönlünce olması dileğiyle...

    YanıtlaSil