
İstemişti, yorulmak nedir
bilmiyordu. Neydi bu kadar onu cesaretiyle baş başa bırakan diye sormak
akıllara gelmiyor değildi. Kararlılık... Başka şansınızın olmadığını
düşündüğünüzde gitmeniz gereken bir yol varsa durmaksızın o yolda ilerlemeye
devam edersiniz. Yılan da öyleydi, istemişti, başka şansının olmadığını
anlamıştı. Herkes ona kötü gözle baktı, o duymadı kimseyi, yanından geçenler el
sallıyorlardı ona, sende yorulacaksın gibisinden bakıyorlardı, gülümsüyordu
sadece söylenenlere. Yapamazsın, yorulursun, çıkamazsın o yükseklere, nice
senin gibi yılanları gördük. Senden daha yiğitler gördük, yolun yarısında
susuzluğa dayanamadılar, acı çektiler, yola öldüler. Zirvelere gözünü dikmek
senin neyinedir? diye onlarca hikayeler anlatırdı aslanlar, kaplanlar ve
kediler ona.
Kuşlar hiç yaklaşmazdı
bile. Üzerinden geçerken sadece kafalarını eğip bakarlardı, yanlarındaki eşleri
ile birlikte keyifle süzülerek yollarında uçuşlarına devam ederlerdi. Yılan
vücudunun yorgunluğunu unutmuş sadece yanındakileri dinliyordu, her ne kadar
nefes nefese kalsa da aklına dinlenmeyi getiremedi, korktu bir daha
kalkamamaktan. Korkuları sürekli başına sarıldı, yolunu kesti umudunu kırmak
için. Anladı, biraz daha ilerledikten sonra anladı korkmaması gerektiğini ve
sürünmeye devam etti, güçlüydü. Yorulmamalıydı.
Zirvenin yarısında
dinlenmeye karar verdi, yolunun üzerinde küçük bir çukur vardı ve su doluydu
içi, anladı ki, yola devam etmek istiyorsa mutlaka onu bu yolda koruyacak,
ilerilere taşıyacak ihtiyaçlarını bulabilecekti, o anda bunu anladı. Derinden
birkaç yudum su içtikten sonra biraz kendisine sarılıp bekledi. Arkadan
gelenler yılana rastlayınca birbirlerine bakarak kahkahalar attılar. “Bizim
ayaklarımız var, gideceğimiz yere yavaş yavaş, güle eğlene gideriz. Neyine
güveniyorsun? Olmayan ayaklarına mı? Yoksa hayali kanatlarına mı?” diyerek
kahkahalar attılar. Yılan hiç ciddiyetini bozmadı. Onunla uğraşmamaları için
pes ettiğini ve oturduğu yerde ölümü beklediğini söyledi. Ötekiler yollarına
devam ettiler. Unutmayın, birkaç dinlenme sonucunda varacağınız yere daha erken
varırsınız. Dinlenmeyen ise yavaş ilerlemek zorunda kalır, durmak onun için
büyük bir korkudur, cesaretinin bitişidir. Güç lazımdır ilerlemek için. Lakin; Umut yoksa, ne sabahın geleceğine inanılır, ne de günün birinde ölüneceğine.
Yılan dinlendikten sonra
yavaş yavaş kendini yormadan yoluna devam eder. Yolda ilerlerken ona kahkaha
atanları yorgunluktan adım atamayacak kadar güçsüz olduklarını görür ve
tebessümle geçer yanlarından. Her gülenin başına gelir, güldüğü. Günü geldiğine
kendisine gülünür bu kez. Zaman kaygandır, çabuk geçer. Kiminin ayağını
kaydırır, kimini de yolundan caydırır. Zamandan korkan, her şeyden korkar. Ve
azmini yitirmeyen yılan, bütün hayvanlardan daha çok mola verdiği halde en
erken zirveye o varır. Ve her yaklaşanı zehri ile yolundan çevirir.
Servet Saygınoğlu –
Yolundan olacağına yılan ol, yolundan olma!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder