3 Şubat 2012 Cuma

"Aşk Ok'u Zırh dinlemez! Kör olduğu halde kalpten vurur."


Tanışmadan bir gün öncesine kadar, aşk yok, sevgi yok gibi söylemler dudaklardan eksik olmazdı. Birkaç arkadaş, maziye yolculuk adlı bir sohbet için buluşmaya karar verilirler. Herkes bir heyecan havasındadır, uzun zaman görüşülemeyen arkadaşlar bir araya gelecektir.
Herkes kendi hayatında olup bitenlerden bahsedecek, aynı zamanda arkadaşlarının da kaç yıl aradan sonra ne durumda olduklarına dair bilgi sahibi olacak, hem geçmişe mazi adında, hem de bir ortaklık adına görüşme yapılacaktır.

Güzel dostluklar kurmak mutluluk verir insana, yalnız yaşamak zordur. Derdini paylaşabilecek bir dostun ile oturup sıcak bir çayın yanında iki lafın belini kırmak istersin. Hele bir de dostun hemşire ile oracıkta tıbbi müdahale yapsın istersin. Bunu seyretmek senin en doğal hakkındır. Bir cumartesi günüdür buluşma günü. Kararlaştırırlar 16:00 ' da görüşme saatini.
Ali atılır lafın arasına:

"Aysel yine geç kalacaktır, lise yıllarından hatırlarım onu. Hiç düzgün derslere yetişemezdi." Bir heyecan, bir canlılık vardır arkadaşlarda. Kızlar tabi saatlerce ayna karşısında kaşları için boyun tutulmaları. Tüm gardroptaki kıyafetleri birer birer giyip annesine, ablasına vs. "Yakıştı mı?" deyip yakışsa bile bu sefer kararsızlıklarla,  bir şekilde kıyafet ve ona uygun makyaj şekli seçilir. Hepsi evlerinden, işlerinden heyecanla çıkarlar. Birbirleriyle görüşmeyeli aradan 6 yıl geçmiştir. Taksim'de bir mekândır buluşma yeri. Ali her zaman olduğu gibi erkenciliği ile tanınmıştır yıllar öncesinden, hala bu istikrarı devam etmektedir.

Altı arkadaş birer birer damlarlar mekâna. Sarılmalar, gülüşmeler."Felekten bir gün çaldık" dercesine. Ağızlar kulaklarda muhabbet devam eder. Konu her zaman olduğu gibi bir şekilde aşk hayatlarına gelir ve hepsi anlatır sırayla… Ali: "sevgilim memlekette, her şey yolunda." diyor.
"Vaaaaooww" diye bir söz çıkıyor ağızlardan. Hepsinin sıradan hikâyeleri vardır; kimi "kalbim boş.” Kimi "arayıştayım." Kimi "hoşlandığım var."gibisinden konular devam eder. Enteresan olan Aysel'in hikayesidir. (Tabi bu günümüz insanlarına göre enteresanlık tarafı yok. Çünkü herkes aşk, sevgi masallarda kaldı diyor.)

Aysel'in de söylediği söz günümüz sözlerinden biridir. Onlar artık hikâye, artık böyle şeylerde bir heyecan yok. Ben artık bir şey hissetmiyorum gibi söylemlerde bulunur. Ali bu konuda yanlış düşündüğünü söyler. "Ne zaman ne olacağı belli olmaz. Böyle şeyler insanın hayatına ummadığı anda giriverir, neye uğradığını şaşırırsın. Hatta kamyon çarpmışa dönersin Alimallah " der.

Aysel kendi halinde yine sohbetlere dahil olmaya devam eder. Muhabbet canlı müzikten istekler isteme ile devam eder. Neşeli bir ortam olur herkes mutludur o akşam... Bütün sıkıntıları mekân kapısında bırakıp öyle girmişlerdir içeri. Saat geceye yaklaşır ve ufaktan ufaktan çıkarlar mekândan ve vedalaşırlar. Hepsi evinin yolunu tutar.

Ali ile Aysel'in evleri pek uzak değildir birbirlerine. Bir kaç gün geçer aradan, Ali'nin çalıştığı iş yerinde bir kaza gelmiştir başına. Aysel'le selamlaşırlar telefonda, yanlışlıkla kaçırır ağzından elinin kırıldığını. Aysel dayanamaz onu görmek ister ve evine ziyarete gelir.
Ali'nin değerli bir ev arkadaşı vardır, tam kafadarlardır, aralarından su sızmaz. Aysel gelir eve selamlaşılır. Ne olduğunu başta anlamaz ama gözü bir kere takılmıştır Ali'nin arkadaşı Selim'e… Muhabbetler yapılır, Aysel bilgisayarının probleminden yakınır. Ali "şunu nasıl hallederiz" der ama Ali anlamaz bilgisayar programları gibi şeylerden. “Valla Selim o işlerden anlar." der. Selim yardım sever bir insandır. Orada bilgisayara program vs. yükleyerek sorunu çözer. Ardından ‘Geçmiş olsun’ ziyareti biter.

Birkaç gün geçer aradan, yine bir problem çıkar Aysel’in bilgisayardan. Aysel otomatik olarak Ali tarafından Selim’e yönlendirilir. Aralarında hoş bir muhabbet başlar ama Ali şaşırmaz. Bu işin sonunu tahmin ediyordur. Belli bir zaman geçer aradan Aysel bambaşka bir kız olmuştur. Aşk sarhoşudur, kaptırmıştır kendini aşkın rüzgârlarına…
Selim'de neye uğradığını şaşırmıştır. Daha tanışmadan öncesine kadar Selim ile Aysel'in fikirleri adına pek fark yok iken şimdi yaşananlar dünyanın en mutlu insanları yapmıştır ikisini...
Mutlulukları daim olur umarım. Darısı aşk hikâyedir diyenlerin başına.

Servet Saygınoğlu ~ "Aşk Ok'u Zırh dinlemez! Kör olduğu halde kalpten vurur."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder