11 Nisan 2013 Perşembe

Terk-i Uyku

Sabahki uyku problemi yataktan değil, evden çıkana kadardır. Sahiden uyandıktan sonra bir yerlerde yatak görüyorsak, yetişeceğimiz bir yerler olsa bile aklımız ya da kalbimiz o yatağa yatmamızı ister. Şayet büyük bir iş değilse, durduk yere uyandıysak, o yatağın ‘gel bitanem gel’ deyişine asla kayıtsız kalamayız.

Kahvaltı yapmadan önce, elimize aldığımız sigarayı yaktırmayan kişi candır.

Kendi açımdan bakacak olursam o sigarayı elimden alacak kişi yok. Hatta gözüm açıldığında elim ilk başucumdaki sehpanın üzerindeki sigara paketine uzanır, bir tane çeker ve yakarım. Yarı uykulu, yarı uyanık halde çektiğim dumanlar uyanmam gerektiğini hatırlatır. Ya da sigara elimdeyken tekrar uyuya kalırım bitmesine yakın iki parmak aramın sızısı ile fırlarım yataktan. Şükür şimdiye kadar yatağı ateşe vermedim.
J

Uyumak nedir bilmeyiz çoğu zaman, uyanmak en kötüsü. Çalar saatin zırlaması ile yastığın ‘niye gidiyorsun?’ çağrısı arasında kalırız bazen. –Şayet uyandıranımız yoksa–  Çivili yatak olsa da sabah uyandığımızda gözümüze ortopedik yatak gibi rahat görünür. Fakat gitmemiz gereken bir yerler vardır ve dolayısıyla onu terk ederiz. Terk etmek deyince de aklıma şu geldi:

Biz terk etmeye, ilk yastığımızdan başladık.

Servet SAYGINOĞLU – Terk-i Uyku

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder