Bu akşam bir sürü çamaşır yıkadım... Yıkarken
baya düşündüm, hatta nasıl başladım, ne zaman bitirdim
bilmiyorum. Dalmışım düşüncelere;
Evli erkeklerin çoğu evlenmeyi önerir bekârlara. Fakat bunu
söylerken ilk cümleleri de "Evine gittiğinde sıcak yemeğin hazır" derler. Şöyle bir sorun var:
Böylesine zahmetkâr hanımların çoğunun kıymetini kocaları bilmez. Ya da kıymet
bilen koca vardır ama kadın hizmet etmez. Hizmet ettiği zaman da, pişman ettirir... Yani önüne
bir tabak yemek bırakıp da o yemeği zıkkıma çeviren...
Kendi adıma düşünürsem: Yani hanımın yapacaklarını şu anda ben yapıyorum. O
yaptığı zaman kıymetini bileceğim. Çünkü halinden
anlarım. Karşıma çıkacak olan kesin burnumdan getirecek
tiplerden biri olur. (Biraz önyargı gibi oldu) "Nereye kadar böyle
gidecek?" diye bir soru mu geldi? "Gittiği yere kadar." Tabak bitecek diye yemekten
vazgeçmiyoruz, ya da birini severken kaç ay, kaç sene seveceğimize de karar
vermiyoruz. Haaa takatten düştüğüm zaman evleneceğim dersem, bu kez de
ihtiyaca binaen evlenmiş olurum. Hani sıcak yemek için evlenenler gibi… Yağmur güzel yağıyor, sabah güneş açar belki…
Servet SAYGINOĞLU - Çamaşır Yıkarken Düşündüklerim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder