2 Aralık 2012 Pazar

Doğruya Doğru

İnsan, yaptığı işi hobi olarak gördüğü sürece, aradan yıllar geçerse bile aynı şevk ile yapar ve buna şahit olursunuz. Yazı alanında da, müzik alanında da örnek vereceğim çok isim var. Kısaca birkaç örnek vereceğim.

 Yazılarını samimi olarak bulduğum Ayşe Kulin mesela... Son iki kitabına kadar içini döker gibi yazarken olayı ticari boyuta taşıdı ve kalemini en sevdiğim yazarlardandı. Son iki kitaptır "kitap çıkarmış olmak" için yazıyor. En çok kazanan yazarlar arasında ilk sırada, sanırım artık yazma işini skor tabelasına uyarlamaya başladı. Müzik dünyasına gelince de son albümlerinde adeta "albüm çıkarmış olmak" albüm yapan iki sanatçı (!) Mustafa Ceceli Ve Ferhat Göçer. Zerre kadar tat alamadım. İçtenlik, samimiyet denen bir şey olmadığını ses tonunun yanı sıra şarkı sözlerinden de anlayabiliyorsunuz.

Bir adam var ki;
İşini hobi olarak yıllardan beri yapıyor, yorulmak nedir bilmiyor, söz yazıyor, müzik yapıyor, bunları yaparken de eğleniyor. Parası hiç umurunda değil. Samimi olduğu zaten aşikardır. İlk olarak "Kıl oldum abi" şarkısından bu güne kadar aynı tadı veren SANATÇI'dır. Adı Tarkan'dır, bunun haricinde Teoman’dır, Kıraç’tır ve daha birkaç tane var. Bu saydıklarım: gün gelir de Abramoviç kadar zengin olursa bile, yine müziklerinden aynı tadı alacaksınız. Çünkü paragöz değil, keyifle yapıyorlar. Hani şöyle bir örneğim vardır: Para için yapmam ama yaptığımda para ederse, diyecek sözüm yok" misali. Bu saydıklarım kişiler de öyleler işte.

Mesele
şu: Paranın bozmadığı insanlar gerek bize… Her alanda… Binlerce insan arasında bir iki tane çıkar iyi olan… Zaten iki kulağımız var, bize yeteceklerdir.

Servet SAYGINOĞLU – Doğruya Doğru

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder