İnsan, yaptığı işi hobi olarak gördüğü sürece, aradan yıllar geçerse bile aynı şevk ile yapar ve buna şahit olursunuz. Yazı alanında da, müzik alanında da
örnek vereceğim çok isim var. Kısaca
birkaç örnek vereceğim.
Yazılarını samimi olarak bulduğum Ayşe Kulin mesela... Son iki
kitabına kadar içini döker gibi yazarken olayı ticari boyuta taşıdı ve kalemini en sevdiğim yazarlardandı. Son iki kitaptır "kitap çıkarmış olmak" için yazıyor. En çok kazanan yazarlar
arasında ilk sırada, sanırım artık yazma işini skor tabelasına
uyarlamaya başladı. Müzik dünyasına
gelince de son albümlerinde adeta "albüm çıkarmış olmak" albüm yapan iki sanatçı (!) Mustafa
Ceceli Ve Ferhat Göçer. Zerre kadar tat alamadım. İçtenlik, samimiyet denen bir şey olmadığını ses tonunun yanı sıra şarkı sözlerinden de anlayabiliyorsunuz.
Bir adam var ki; İşini hobi olarak yıllardan
beri yapıyor, yorulmak nedir bilmiyor, söz yazıyor, müzik yapıyor, bunları
yaparken de eğleniyor. Parası hiç
umurunda değil. Samimi olduğu zaten aşikardır. İlk olarak "Kıl oldum abi" şarkısından bu güne kadar aynı tadı veren SANATÇI'dır.
Adı Tarkan'dır, bunun haricinde Teoman’dır, Kıraç’tır ve daha birkaç tane var. Bu
saydıklarım: gün gelir de Abramoviç kadar zengin olursa bile, yine müziklerinden
aynı tadı alacaksınız. Çünkü paragöz değil, keyifle yapıyorlar.
Hani şöyle bir örneğim vardır: Para için yapmam
ama yaptığımda para ederse, diyecek
sözüm yok" misali. Bu saydıklarım kişiler de öyleler işte.
Mesele şu:
Paranın bozmadığı
insanlar gerek bize… Her alanda… Binlerce insan arasında bir iki tane çıkar iyi
olan… Zaten iki kulağımız
var, bize yeteceklerdir.
Servet
SAYGINOĞLU – Doğruya Doğru
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder