6 Kasım 2012 Salı

Erdal Demirkıran'la...

Bugün Erdal Demirkıran'la buluştuk. Güzel bir sohbet oldu. Söylediği en etkili cümlelerden biri ise "Orhan Pamuk gibi bir yazarın kitapları dünyada ilk sıralardayken, Türkiye'de 20 bin ancak satıyor. Yok, bilmem Ermeni soykırımıymış, neymiş derken adamı dışlıyorlar. Onun kitabının Türkiye'de sattığı rakamdan fazla satıyor benim kitaplarım... Normalde egomun okşanması lazım ama zoruma böyle bir insanın az okunması…"

Yerden gö
ğe kadar haklıydı, Orhan Pamuk dediğimiz insan Nobel Edebiyat Ödülü'nü Türkiye'ye getirmiş ilk insandır. “Adamın siyasi yönünden kime ne?” Verdiği röportaja göre mi değerlendirilmeli, yoksa kitabını okuduktan sonra mı karar vermeli… Ben de arada bir siyasi konulara değiniyorum iletilerimde… Fakat bu tür şeyler kitaplarımın sayfalarında geçmiyor. Senin dilini, dinini ayırt etmeksizin bir şeyler yazıp sunduysam, senin benden alabileceğin ya da kendinde fark etmeni sağlayacağım bir şeyler mutlaka vardır. Tabi sözümün özü şu: “Anadolu anaları yemeği yapar ve getirip önüne bırakır. İster yer, ister yemezsin… Benim felsefem de bu: yazıp sunuyorum, beğeniye hitap etme derdim yok, 7’den 70’e her insanın kendini sorgulaması gereken anlatılar… İsteyen okur, isteyen de TV karşısında sızar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder