Akşam
8 inde biraz uyuklayayım dedim, günün yorgunluğu vardı üzerimde, biliyordum. Bir
saat kadar uyuyup, sonra işlerimi yapacaktım. Hava fena halde soğumuştu. Yatağa
girdim, gözlerimi açtığımda saat gecenin 2siydi. Bir şeye karar vermek için
vücudun en başta ne durumda olduğunu iyi biliyor olmak lazım, açlık ya da
yorgunluk babında… Şimdi bakıyorum kendime; gözler sönük, kafa capcanlı ama bu
saatte uyanmanın meyvesi nasıl yenir düşüncesi bir tuhaf yapıyor insanı.
Bu kötü akşamdan da öğrendiğim bir şey var; Bazı sıkıntılar sonrasında öğrendiklerimiz,
“iyi ki bunu yaşamışım” dedirtiyor. Böyle bir tecrübeye sahip olmak için daha
beteri ile sınanmak da vardı. Akşamım heba oldu ama uyandığımda bu heba oluşun
üzerini örtecek farkındalığım var, bu güven verdi bana… Ne mi anladım?
Eğer bir hayat isteyeceksem; ilk olarak vücut yorgunluğumun aklımı örtmeyeceği
bir hayatı istemeliyim…
Aklım buna onay verdi. Buna ulaşacağım.
Servet Saygınoğlu / Yorgunluk Dersi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder