3 Ekim 2012 Çarşamba

Şiire Dair


Bıktık şu "Sen gittin, ben bittim" laflarından. Sana şöyle ölüyorum, sen gidince başıma bilmem ne geldi diyerek "Şair'im ben" diye dolaşanları görmek adeta karın ağrısı sebebi.

GÜNÜMÜZDE; deyim yerindeyse "Totosuna yediği tekmenin ıstırabını kelimelere dönüştürerek, bunun üzerinden para kazanana şair denir." Şimdilerde bir Nazım'ın, Orhan Veli'nin, Ümit Yaşar'ın, Can Yücel'in, Cemal Süreya, Özdemir Asaf ve daha birçoğunun -eksik isim yazdıysam affola- şiire verdiği tadı hangi biri verecek, bunu düşünemiyorum bile. Çünkü üstatları okurken adeta tebessümle okuyoruz. Çünkü parıltı var, umut var, sevgi var şiirlerinde. Lanet okumak yok, lanet etseler bile öyle naif bir üslup ile belirtiyorlar ki, için gidiyor... Üstatlardan sonra yaşayan iki tane şair biliyorum şimdi. Biri Murathan Mungan, diğeri de Sunay Akın'dır.

Haricinde varsa da biliyor olurdum muhtemelen. Şiir huzur verir, aşkı yeniden yaşatır, gidene bela okutmaz, yenisini bekletir, gidene yolu açık olsun demeyi öğretir, acıya merhem olur.

Şiir ütü gibidir, ruhun buruşukluğunu düzeltir.


Servet SAYGINOĞLU - Şiire Dair

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder