Bundan 4 ay kadar önce ailemin yanına gelmeye karar verdiğimde, hiçbir şeyi endişe etmeyen ben yaz gelince evde nasıl rahat dolaşacağımı düşünürdüm. Sebebi belli: 10 yıldır İstanbul'daydım ve yaz gelince sonbahara kadar (hava sıcaklığından dolayı) evde donla dolaşırdım. Kayseri'ye gelirken bunu epey düşündüm. sonra Ya Allah deyip yola çıktım ve geldim.
Mayıs ayına girdik, hava ısınmadı. Kendi kendime "Buranın rakımı yüksektir, önümüzdeki ay ısınacak." dedim, Haziran ayı geldi, "Dünyanın her yerinde iklim bozukluğu var. Temmuz gelince yanacağız. Hatta odamdayken donla gezerim, odamdan çıkınca pijamamı giyer dolaşırım" diyerek geçiştirdim. Vakit geldi temmuz ayının neredeyse yarısına... Akşam güneş battığı andan itibaren ben hala hırka giyiyorum ya la... Yok abi, olacak iş değil... Şimdi uyarladığım "Haydi güzelim, şeker ezelim, bu sene de hırka ile gezelim" şarkısını söylüyorum ama yakında bunun üzerine bir türkü yazarım ben. Kaçarı yok.
Servet Saygınoğlu
Yazara ait söz, aforizma, deneme, farkındalık ve tespit yazılarının yer aldığı bir platformdur. Alınlıları yazarın imzası ile paylaşmanız rica olunur.
9 Temmuz 2015 Perşembe
4 Temmuz 2015 Cumartesi
Dış güzellik mi, iç güzellik mi?
Sorsan kimse dış görünüşe önem vermez. Net olan ise: Dışını beğenmeyenin içini merak etmediği... Kendimden örnek verecek olursam, yolda caddede yürürken aşırı şık giyinmediğim sürece kimse bana dikkatlice bakmaz, yanımdan geçen tebessüm etmez, bir mekanda otururken masama telefon numarası bırakmaz yani smile ifade simgesi Öte yandan dikkat çekme meraklısı olanların birçoğu eğer aklını kullanamıyorsa vücudunu kullanır. Kadının dekolte yapanı, erkeğin de kası abartanı buna örnektir. Kadının kıyafetine sözüm yok. Kaliteli olan kıyafet kendini belli eder. Peki erkekteki kas olayı ne?
Kas yapmanın zengin gösterme ihtimali bana göre yok. Spor salonuna aylık verilen ortalama ücret 150 TLdir + her gün ayrılan 2 saat. Günlük 2 saatin yarım saatini spora ayırsa, 150 TL lik kitap alıp okusa, seksilik konusunda kas yapanları gayet kolay alt eder. (eğer amaç buysa) Çünkü en seksi şey zekadır. Bir yandan da acıyorum.Gencecik yaşta her gün saatlerce spor yapıp balon şişiyorlar. bazıları iğne bile yaptırıyor yani. Sporu bıraktığı zamanda ise sarkmaya başlıyor vücutları.. Yani vücudu geliştirmek kolay, onu korumaktır zor olan. Çünkü bir zaman sonra mecburiyete dönüşüyor. Velhasıl yazık günah ya. Yine üzüldüm bak.
Servet Saygınoğlu
Vicdan kadar ömür
Herkesin ömrü vicdanı kadar olsa da ortalık biraz sakinleşse... Düşünsene, ne güzel olur. Yolda rastladığın herkesle selamlaşır, hal-hatır sorarsın, otobüs durakları muhabbet yeri olur. Her saat onlarca insanla tanışır, yardımlaşır dünyayı daha güzelleştirmek için çabalarsın. Zengin fakire yardım eder, herkesin durumu aşağı yukarı aynı olur. Karnın acıktığında rastgele bir kapıyı çalıp aç olduğunu söyleyebilirsin mesela. Derhal sofra kurarlar...
Otobüse binmeye paran yoktur, şans o ya cüzdanı evde unutmuşsundur. Otobüs şoförü de "Sorun değil, insanlık hali, yarın ödersin." der. Ya da marketten dönen alımlı bir kadın elleri eşya dolu, yoldan geçen bir erkeğin yardım etmek istemesi ve o kadının koşulsuz ona güvenerek buna müsaade etmesi, evine kadar eşlik edip bir teşekkür bile beklemeden arkasını dönüp gitmesi... Bu dediklerim sadece yüzeysel şeyler tabii. Okurken bir tebessüm geldi yüzünüze, eminim. İşte bu yüzden hayal kurmak güzeldir. Hayattan çalıp tebessüme vakit ayırmış oluyorsun. Reelde imkansız olduğunu düşündüğümüz şeyleri az da olsa hayal dünyamızda yaşadık. E yarasın o zaman...
Servet Saygınoğlu
2 Temmuz 1993 Madımak Katliamı
2 Temmuz 1993 Madimak Katliamı'nın 22 yıl dönümü... 33 insanı diri bir şekilde yaktılar. Çok uzun bir zaman geçmedi nasılsa, oteli yakanlar bu akşam oruçlarını açtılar öyle mi? Hala müslümanız diye geçiniyorlardır. Şüphesiz.
Unutulmasın: İslamiyet kusursuzdur. Ama kusurunun ta kendisi müslümanım diye geçinenlerdir. İlmi-bilgiyi kulaktan dolma bilen, geleneği töreyi dinin bir parçası zanneden mankafalardır. Hatta bununla ilgili bir şey söyleyeyim, bilen bilir: Yıllar önce gazeteciler, İsrail Devleti’nin o günkü başbakanı Şimon Perez’e :
"Kur’an-ı Kerim, sizin devletinizin yıkılacağından haber veriyor..." diye hatırlattıklarında, Perez şu cevabı vermiş:
"Kur’an’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin, düşünürüz ... "
"Kur’an-ı Kerim, sizin devletinizin yıkılacağından haber veriyor..." diye hatırlattıklarında, Perez şu cevabı vermiş:
"Kur’an’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin, düşünürüz ... "
Yani memleketimin insanı ne halde artık düşünün. Ateist, Kuran'ı bilgi sahibi olmak için öğrenir. Ama Müslüman bunu bilmesi gerektiği halde öğrenmiyor. 40 kere 50 kere hatmedip Türkçesinde ne yazıldığını, ne anlatıldığını merak etmeyenlerin haddi hesabı yok. Hatta bir konu açıldığı zaman ateistler, o konuyla ilgili kuran'da ne yazıldığını sözde Müslümanlara söylüyorlar. İste bunlar, Kuran'ın yolundayız dediler ama ilk emri olan İkra'yı (oku) hiç göremediler. Hacı Bektaş-ı Veli'nin dediği gibi, İlimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır...
Servet Saygınoğlu
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)