Arada
bir alınıyorum sana. Bu durum senden soğuduğumu düşündürmesin. İlgine ihtiyacım
vardır, biraz daha yakınlık istiyorumdur. Ama sen üzülüp duruyorsun. Bu kez
bende yoktan yere üzülüyorum. İşte bütün mesele buydu: "anlaşılmak".
Ben, seni üzmek için alınmam. Bir kez sarılsan geçecek aslında. Düşünemiyorsun.
Sonra yoktan yere kafa kafaya verip, Hakan Taşıyan'dan "Hazin
geliyor" şarkısı dinler hale geliyoruz. Biliyorsun, bu haller bize
yaramıyor. İstedikten sonra sarılmanın bir anlamı kalmaz.
Hani bir nevi evine misafir geldiğinde "Yemek yiyor musun?" diye
sormak gibi. Misafire böyle bir soru sorulmaz. Yapman gereken: Sofrayı kurup
misafiri davet etmektir. Buradaki mana şu: Sen ona böyle bir soru sorduğunda
"ağzımla isteyeceksem, neremle yiyeceğim?" deyimi ile cevap verirse
şaşırma... Yani anlayacağın; bana sarıl diyemem, ilgine ihtiyacım var diyemem,
beni anlamaya çalış diyemem. Senin içinde öyle bir “his” yoksa "biz"
diye bir şey yoktur zaten. Beraber yürüyemeyiz bu yollarda…
Servet Saygınoğlu – Beraber Yürüyemeyiz Bu Yollarda
Yazara ait söz, aforizma, deneme, farkındalık ve tespit yazılarının yer aldığı bir platformdur. Alınlıları yazarın imzası ile paylaşmanız rica olunur.
28 Şubat 2014 Cuma
26 Şubat 2014 Çarşamba
Değişken Haller
Çaycının fazladan getirdiği bir bardak çay gibiyim... Kimse sahiplenmiyor. Tepside kalıyorum, insanların gözü önünde her saniye soğuyorum hayattan... Aslında kurak arazide suya hasret bir çiçek gibiyim. Diğerlerinden fazla suya ihtiyacım olduğu için söktüler toprağımdan, canım acıyor ama güzel-sulak bir yere götürüyorlar sanırım, hemcinslerimin yanına yolcu olduğumu hissediyorum...
Servet Saygınoğlu - Değişken Haller
Servet Saygınoğlu - Değişken Haller
Zamane Ayrılıkları
Zamane ayrılıklarına: Bir sigara, bir bira ya da çay, bir acıklı şarkı, birkaç damla gözyaşı ve birkaç saat uyku yetiyor. Hatta bazıları üşeniyor. Sadece sonuncuyu yapıyor. Gidip uyuyor... Çünkü otobüs, tren, uçak. Bunların çağındayız. Bir araya gelmek, pek de zor değil... Kavuşmak için mücadele, evden rahat çıkmak için kırk türlü yalan söylemek, akla kara seçmek yok... Kolay başlayan, kolay bitiyor...
Servet Saygınoğlu - Zamane Ayrılıkları
Servet Saygınoğlu - Zamane Ayrılıkları
Ender İnsanlar
İçinde fırtınalar kopsa da, karşısındaki insana her şey yolundaymış gibi davrananlar, kavgasını kafasının içinde yaşayanlar, yarasına devayı etrafta değil kimseye sezdirmeden kendinde arayanlar... İşte onlar ender insanlardır; kıymeti bilinesi, her fırsatta yüzü görülesi, ölesiye sevilesi...
Servet Saygınoğlu - Ender İnsanlar
Servet Saygınoğlu - Ender İnsanlar
25 Şubat 2014 Salı
Ahmed Arif'e...
"Kaç leylim bahar...", "Hani kurşun sıksan,
geçmez geceden.", "Hasretinden prangalar eskittim." Ahmed ağabey, dön geri dünyaya... Dön. Çok özledik, sizsiz
pek eskidik. Yaşamanın pek de anlamı yok hani. Olsun, yine de uğrayın arada.
Dünya sizi sevmedi, sevse bu kadar canınızı yakıp gıdaklatmazdı. Biz de sizin
gibi bekliyoruz dünyadan gidişimizi... Özlenir miyiz?, Aradan yıllar geçse
hatırlayan olur mu dersin? Peki ya ismimizi anınca nutku tutulan?
Şaşarım. Sizler gönlümüzde boş yer bırakmadınız. İyi ki siz, iyi ki söz, iyi ki
acı, iyi ki utanç, iyi hüzün, iyi ki mahpus, iyi ki gurbet, iyi ki yalnızlık,
iyi ki sanat, iyi ki müzik... Yine de, arada dostlarınla gel, bekleriz.
Kapımız, gönlümüz gibi açık size. Sen ve akranlarına... Bekliyoruz. Siz
gelmeseniz, biz elbet geleceğiz yanınıza...
Servet
Saygınoğlu – Ahmed Arif'e...
23 Şubat 2014 Pazar
Hayalini Kurduğum Dost Modeli
“İçinde fırtınalar kopsa da, karşısındaki insana her şey yolundaymış gibi davrananlar, kavgasını kafasının içinde yaşayanlar, yarasına devayı etrafta değil kimseye sezdirmeden kendinde arayanlar… İşte onlar ender insanlardır; kıymeti bilinesi, her fırsatta yüzü görülesi, ölesiye sevilesi…”
— | Servet SAYGINOĞLU |
11 Şubat 2014 Salı
5 Şubat 2014 Çarşamba
Güven ve İtibar
İnsan ömrü boyunca, karşılığında en çok bedel
ödediği şeyler; kendisine duyulan güven ve itibardır. Bunları yükseklere
çıkarmak için onlarca testten geçeriz. Kimse durduk yere bize saygı ve hürmetle
yaklaşmaz. Ve aynı zamanda kimse durduk yere kendisi için değerli olan bir şeyi
bize emanet etmez. Bunun için ufak şeylerle başlanır. Eğer yerine
getiriliyorsa, herhangi bir hıyanet gösterilmiyorsa zamanla bu emanetler büyür.
Çünkü kimsenin herhangi bir şeyine teşebbüs etmeyeceği bilinir hâle gelir. Bu durum,
itibarımızı da besleyen bir şeydir. Bunun yanında bir de cebimiz doluysa, itibarımızı
yeterince yüceltmiş oluruz.
Konuyu bir yere getirmek istiyorum. Hani bir
söz vardır: “Öfkeliyken karar, mutluyken vaat, üzgünken cevap verme.”
diye. Bu üç düsturdan herhangi birini yarında bulundurmayan insan, yıllarca
besleyip büyüttüğü ‘kendisine duyulan güven’ ve ‘itibar’ı yerle bir eder. İnsan
dikkat etmeli. Hayat bir bakışla çok kolaydır, başka bir bakışla zor. Gece gündüz
gözünü ayırmadığın tarlanı, yoldan geçen biri attığı izmaritle yakıp kül
edebilir.
Her türlü kötülüğü yaptıktan sonra hâlâ keyfi yerinde görünen bir insana “nasıl oluyor da bunca kötülüğe karşın işleri yolunda ve keyfi yerinde oluyor?” diye sormana gerek yok. Kalbi kararmıştır. Her türlü işi yolunda da gider, çok güzel günler de görür ama uçurum kıyısında yürür. Hayatının altüst olması an meselesidir. Kesin olan bir şey var ki o da yanlışlarının bedelini büyük ölçüde ödemeden gözden kaybolmaz.
“Kalbi temiz insanlar, hatalarının bedelini henüz yutkunmadan öderler.” Yaptığın bir yanlış sonrasında hemen canın yanıyorsa, kendinle gurur duy. Başına gelen, senin için doğru yoldan ayrılmamanı emrediyor.
Her türlü kötülüğü yaptıktan sonra hâlâ keyfi yerinde görünen bir insana “nasıl oluyor da bunca kötülüğe karşın işleri yolunda ve keyfi yerinde oluyor?” diye sormana gerek yok. Kalbi kararmıştır. Her türlü işi yolunda da gider, çok güzel günler de görür ama uçurum kıyısında yürür. Hayatının altüst olması an meselesidir. Kesin olan bir şey var ki o da yanlışlarının bedelini büyük ölçüde ödemeden gözden kaybolmaz.
“Kalbi temiz insanlar, hatalarının bedelini henüz yutkunmadan öderler.” Yaptığın bir yanlış sonrasında hemen canın yanıyorsa, kendinle gurur duy. Başına gelen, senin için doğru yoldan ayrılmamanı emrediyor.
Servet SAYGINOĞLU – Güven ve İtibar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)