30 Ekim 2013 Çarşamba

Akıl niğmettir.

Yine barikat, yine kutlama engelleri. Allah Muhammet aşkına, bırakın yapılsın kutlama!!! Engeller, barikatlar cumhuriyeti silemez! Bir bayram varsa, o bayram kutlanır. İsteyen kabul eder, istemeyen etmez. HOŞGÖRÜ diye bir şey var. Cumhuriyetine, dinine, görüşüne sahip çıkana saygı duyacaksın. Karşımdaki insan benim dinimden değilse, düşmanım değildir! Bunu kullanılmamaktan küflenmiş beyinler anlasın! Aydın bir beyne, her şeyi kabullendirilir ama faşizm asla. Aydın beynin dünyasında saygı duymak vardır, hoşgörü vardır, edep vardır, insan ayırmamak vardır. Her şeyden önce empati vardır. Bilin, anlatın, öğretin. Daha güzel bir yaşam istiyorsanız bunu empoze edin. Aydını engeller yıldırmaz. Bileğini kullanmadan önce aklı ile çözer, sonra engeli aşar. Bu yüzden akıllı, aklıyla binlercesini yürütür, ancak akılsız ayaklarının ne işe yaradığını bilmez. 

Servet SAYGINOĞLU – Akıl Niğmettir

27 Ekim 2013 Pazar

SÖZÜM OLSUN / İMZA GÜNÜ


""SÖZÜM OLSUN"" 1 Kasım'da çıkıyor...
Ajandalara not alalım:
İlk imza günü 10 KASIM'da.

Yer: İSTANBUL TÜYAP FUARI
Saat: 14:00'de.Salon: 10
Stand no: 204/B de.
Gelme imkanı olan herkesi bekliyor olacağım.

17 Ekim 2013 Perşembe

Ah Şarkılar

Bazı şarkılar "al başını git" der. "Yol iz bilmeden, küçük bir çantaya koy her şeyini, nerede duracağını kendine bile sormadan, bilet almadan, ayaklarını yerden kesmeden git" der. Öyle açar ki ufukları, bulutsuzdur,  sislenip buzlanmaz yollar. Gitmeni ister. Her şey fazla gelmiştir sana, oturduğun koltuktan, giydiğin en güzel kıyafetten bile soğutmuş olduğunu hissettiğini fark edersin. Seni yalnız yakalamıştır, sarmıştır çünkü. Senin o şarkıdan başka kaçar yolun yok, bunu düşündürmüştür sana. Bu dediklerimin hepsini yaparsın, alır başını gidersin, yalınayak... Kah ağlar, kah gülersin yol boyunca. Binalar, evler, okullar ve sayısız araç görürsün, nehirler geçersin ve aniden bir hendek çıkar karşına, kontrolsüzce düşersin içerisine, gözünü açtığında bakarsın ki yatağındasın... Gittin mi? Evet gittin. Oysa bedenin hiç kıpırdamadı yerinden. Ama sen gittin. Gitmenin ferahlığını, neşesini, kederini yaşayıp da geldin. E hoş geldin o zaman...

Servet SAYGINOĞLU – Ah Şarkılar

10 Ekim 2013 Perşembe

Yaramız Amin

"Yaralarına merhem arayan DUA sürsün..." diyor. Ama eli kesildiği anda soluğu hastanede alacak, adım gibi eminim. Oturup dua etsin. Tabi canım duası ona merhem de olur, hatta gaibden bir el olur dikiş de atar değil mi? Hadi canım sende amma abarttın. Bir de şöyle söyleyeyim: “Mübalağa ediyorsunuz majesteleri.” Oğlum bak git! Neyse şimdi bunu söylediğim için bana ateist diyenler çıkabilir. Hiç alakası yok, ateist filan değilim. Bu arada sözün kime ait olduğunu merak ettim. İbrahim Tenekeci’den Kebabettin Turşucu’ya kadar altına yazılmadık isim kalmamış. Bu edebiyat kirliliğini yapanlarda benim güzel ülkemin kültür yobazları işte. Her kim söylediyse söylemeden önce biraz düşünerek cümlenin başına “gönül” kelimesini koysaydı ucu açık cümle olmamış olacaktı. Bende nefes israfı yapmamış olurdum. Evet dua, elinden geleni yaptıktan sonra edilir.

Servet SAYGINOĞLU – Yaramız Amin

1 Ekim 2013 Salı

Arda Turan

Son zamanlarda çocuklara verilen isimlere baktığım zaman en çok duyduğum isim “Arda”dır. Memleketin her zamanki geleneği devam ediyor yani. Vakti zamanında beşiktaştaki Tanju Çolak sayesinde“Tanju” isminin popüler olması gibi… “Arda” güzel isim ama isim güzel olduğu için değil, asıl sebep babaların (ailelerin) kendi hayalinde bir “Arda” olmak isteyip de olamadığı ve bu hayallerini kendi çocukları üzerinde gerçekleştirmeleri sebebidir.

Çocuğa “Arda” ismini vermekle “Arda” olunmuyor.

Bilmeyenler için not düşeyim:
Arda Turan, Galatasaray alt yapısında yetişmiş, milli takım ve Galatasarayda çok muhteşem başarıları olan ve şu anda İspanya’nın Atletiko Madrid takımında forma giyen bir milli futbolcumuzdur.

“Bu ismi neden veriyorsunuz” demiyorum, “bu ismi verirken bu isimle alakadar şeyler de verin” diyorum. Başarıyı, başarma azmini, gücü, sabrı, sebatı… Bir işe başladığında, onu sonuna kadar sürdürmeyi. Bir oyun varsa, o oyunda kuralcı olmayı, bir işin üstesinden gelirken kısa yolu değil, doğru olan yol ile nihayete ulaşmayı…

Bizler kötü insanlar değiliz, fakat kafasını kaldırıp etrafa bakan insanlar da değiliz. Doğu ve batı arasında çelişen kişiliklerimizin bozgununa uğratılıyoruz. Genelde ebeveynlerimizin sayesindedir. Başarabilecek insana yol vermemek için elimizden geleni yapıyoruz.

Babanızın size yaptığını, siz çocuklarınıza yapmayın.

Mesele çocuğun isim olarak “Arda” değil, “Arda” gibi başarılı olması için bulduğu yollarda onun ardında olup, “ne yaparsan yap, arkandayız, varız” diyerek onu desteklemektir.

Servet Saygınoğlu – Arda