Günaydınlar,
- Günaydın abi,
- Ne oldu Mehmet, neyin var?
- Yok bir bir şey abi… İyiyim.
- İyi değilsin Mehmet, gördüğüm surattan iyi olmadığın belli oluyor.
- Abi oruçluyuz yani, normaldir. Aç, sigarasız olunca sinir stres oluyor?
- Nasıl yani? Oruç tutunca sinir ve stres sarıyor seni öyle mi ?
…
- Neyse ben çalışma masama geçeyim.
- Tamam Mehmet, kolay gelsin.
-Eyvallah abi.
On bir ayın sultanı Ramazan…
Dualarla beklenir bu güzel ay, oruç tutulur, teravih namazı kılınır, hatimler
okunur… Geçmişte kalan onbir aylık huzursuzluk ve yorgunluğu bu ayda atarsın
üzerinden. Çünkü ramazan huzurdur, hayırdır, berekettir.
Bu oruçlu olmayı kötü şekilde kullananların haddi hesabı yok. Suratları birer
karış olan bu (insan demeyim) canlılar, tuttukları bu mübarek orucu ev ve iş
hayatlarına olumsuz bir şekilde lanse ediyorlar.
Şöyle bir mantık var:
Normal aylarda başı secde görmeyen bu canlı (yine insan demeyeceğim) ramazan
ayında kafasını secdeye adeta dayıyor. ‘Dua etmek için mi, inanmıyorum...’ ‘Neye
dayanarak inanmasın, bunu sorgulamak senin işin mi?’ diye sorarsan, “Evet” aynı
ortamda bulunduğum kişiler olunca sorgulamak benim işim olur haliyle.
Sabah 10’daki çay paydosunda, 15 dakika laklak yaparlar. (buna laf yok,
dinlenmek herkesin hakkı)
Öğlen yemek paydosu olan bir saatte bir köşeye çekilip uyurlar. (bu da haktır,
paydosunu ister yemek yiyerek geçir, ister uyuyarak.)
Paydos biter bitmez işlerinin başına geçerler, aradan birkaç dakika geçer,
bakarsın ki oruçlu tayfasının hiçbiri işinin başında değil. “Ne oldu bu adamlara?”
diye bakmak gelir içinden. Görürsün ki abdest alıyorlardır. Abdest ve öğlen namazını, 40 dakikaya
bitiremiyorlar. Yeniden iş kıyafeti giyme olayı derken bir saati buluyor. İmam
bile 20 rekatlık teravihi (yatsı hariç) ortalama 35 dakikada filan kıldırıyor.
İlk bir saati işten çaldık mı? Evet.
Öğlen sonrası 3’te çay paydosu var. Oruçlu arkadaşlarımız yine köşelerine
çekilir, laklak yapmaya devam… (Bu da haktır.)
Çay paydosundan bir saat kadar sonra ikindi ezanı okunur, oruçlu tayfası aniden
kaybolur, yine abdest ve namaz faslıdır. Bir saat de oradan yenir. Olur sana
iki saat…
Kısaca bir konuya değinmek istiyorum. Şu anda iki saat işinden “çalıp” abdest
alıp namaz kıldın. Bu duruma işveren ne
kadar müsaade ediyor, burası merak konusu… Çünkü adam “benim işyerimde namaz
kılmayın” derse de dinsiz imansız şeklinde yaftalanır.
Bu detaylı olarak bahsettiğim saatlerden ziyade benim şöyle bir sıkıntım var.
Oruçlu insanın yüzüne nur gelir. Çünkü oruç tutmak sadece akşama kadar aç
kalmak anlamına gelmiyor. Nefis terbiyesi içindir.
Ağzın oruçken;
Kulağın da oruç tutmalı, kötü sözler söylenen yerde durmamalısın.
Dilin de oruç tutmalı; küfür, ya da gıybet etmemelisin.
Ayakların da oruç tutmalı; kötü yerlere gitmemelisin.
Ellerin de oruç tutmalı, harama el uzatmamalısın.
Gözlerin de oruç tutmalı, harama bakmamalısın.
Tabi ben kısaca bahsediyorum…
Benim sorunum oruç tutan insanla değil, oruç tutan canlıyla…
Oruç tutan canlı şu şekilde oluyor;
Sabaha suratı bir karıştır, kimsenin yüzüne bakmaz.
En ufak bir şeyde parlar, ana avrat düz gider.
Zırt bırt ‘akşam olsa da eve gitsek’ der.
Normalde bir günde yaptığı işi bir haftaya bitirmez.
Halsiz ve yorgun numarası yapar.
Fırsat buldukça kendi gibi canlılarla bir araya gelip oruç tutmayanları “kafir”,
“cehennemlik” olarak niteler.
Benim sorunum bu tür canlılarladır.
Ezcümle:
*Oruç tutuyorsan, bu durum senin işini hiçbir şekilde engellememeli. Çalıştığın
saatten kaytardığında maaşının içerisine haram para karıştırmış olursun. Bu durumda hangi yüz Allah’a el açıp dua
edebilir ki? Bundan daha büyük pişkinlik yoktur.
*Oruç tutuyorsan, suratın bir karış olmayacak. Aksine, çalışıyor olduğun halde
oruç tuttuğun için sevabının bol olduğunu düşünerek güleç olmalısın. “Canım
sigara çekiyor”, “offf şu oruç da bitse
bari” laflarını kullanmayacaksın.
*Oruç tutuyorsan, tutmayanı “kafir”, “cehennemlik” olarak nitelendiremezsin.
Buna hiçbir şekilde hakkın yok. Ancak sen oruçluyken, oruç tutmayan kişi
özellikle gelip senin yanında sigara yakıyorsa, ya da gözlerinin içine bakarak
bir şeyler yiyorsa da bu onun edepsizliğidir.
Tüm oruç tutanlar için değil, hakkıyla tutanlar için benim de bir duam var:
“Ya Rabbim… Farz ibadet olduğunu
düşünerek, insan gibi (kulağı, dili, eli, ayağı ve gözü ile) oruç tutanların ibadetlerini
kabul ve makbul eyle. Amin.”
Servet Saygınoğlu – Oruçlu Canlı ve Oruçlu İnsan