Bu hayatta iki kişiden korkacaksın;
Birincisi 'gözüm görmüyor' diyenden, ikincisi de 'kulağım duymuyor' diyenden.
Servet SAYGINOĞLU
Yazara ait söz, aforizma, deneme, farkındalık ve tespit yazılarının yer aldığı bir platformdur. Alınlıları yazarın imzası ile paylaşmanız rica olunur.
30 Temmuz 2013 Salı
28 Temmuz 2013 Pazar
Büyümek
Umut, çocukların yüzünü gülümsetir.
Bir de içindeki çocuğu öldürmeyenlerin... Büyüdükçe hayatın ne mal olduğunu anlamaya başlarsın. Azalır umudun, gülüşün, hayallerin... Hatta çoğu zaman rüya bile görmezsin.
Servet Saygınoğlu
Bir de içindeki çocuğu öldürmeyenlerin... Büyüdükçe hayatın ne mal olduğunu anlamaya başlarsın. Azalır umudun, gülüşün, hayallerin... Hatta çoğu zaman rüya bile görmezsin.
Servet Saygınoğlu
27 Temmuz 2013 Cumartesi
Zamanın Değeri
İnsan dediğin, eğer kaza ya da hastalık çıkmazsa
ortalama 50-60 sene ömürden ibaret.
Zaman ayırdığınız kişileri seçerken iyi düşünün. Düşünmeye zaman
harcayın ama hak etmeyen insana değil. Uzunca düşünülür, birkaç kez denenir ve
zaman ayırıp ayırmamaya karar verilir. Usul böyle olmalı. Unutmayın, üzerinde
düşünmediğiniz kararların faturası, hem can acısı hem de zaman kaybı olarak
ömürden ve gelecekteki huzurunuzdan tahsil edilir. "Ben kötü insanları hak etmiyorum ama başıma geliyorlar"
diyen insana bir cevabım vardır; "Ocağında
ne pişerse, sofrana da o düşer." Tecrübeli insan, hataya giden
yolları daha önceden deneyip yanılan kişidir. Yanıldığını fark edip uzaklaşana,
bunun yanı sıra denemekten vazgeçmeyip yeni yollar açmak için adımlar atana ne
mutlu...
Servet SAYGINOĞLU - Zamanın Değeri
Servet SAYGINOĞLU - Zamanın Değeri
26 Temmuz 2013 Cuma
Yalın Yalnızlık
"Yalnızlık" dediğin sadece kürkçü
dükkanı değilmiş... İşten döndüğünde önceki akşamdan kalma bıraktığın yarım
bardak suymuş, etrafı boş boş seyrederken içtiğin çay bardağını olduğu gibi
masanda bulmakmış, bulamadığın herhangi bir giysini kimseye soramamakmış,
varlık içinde yoksullukmuş, sabah bıraktığın darmadağın yatağı olduğu gibi
bulmakmış, her şey yarımmış... Süssüz, soluk, yalın ama bazen pek mutlu...
Servet SAYGINOĞLU - Yalın Yalnızlık
Servet SAYGINOĞLU - Yalın Yalnızlık
25 Temmuz 2013 Perşembe
Hamile Kadın Zarafeti
Hamile kadın, kadınların efendisidir. Hiç olmadığı
kadar rahat dolaşmalıdır. Çünkü can taşımak en büyük gururdur. Evet, o gurur
her kadına nasip olmuyor. Hatta kadınları cinsel gereç gibi gören erkekler
bile, hamile bir kadına rastladıkları zaman kendi annelerini hatırlayıp
kadınlara saygı duymaları gerektiğini hatırlarlar. Kadın dediğin doğurganlığı
simgeler, hamile kadın evlat yolu bekler, cennet yolu ayaklarının altındadır.
Gayet estetiktir, zariftir ve mis gibi kokar. Her şeyden önce ANNE kokar...
Servet SAYGINOĞLU - Hamile Kadın Zarafeti
Servet SAYGINOĞLU - Hamile Kadın Zarafeti
24 Temmuz 2013 Çarşamba
Sık Canını
Bir olay gelir başına ve kötü ruh hali içindeyken dost
bildiklerin (!) yanına gelir ve söyledikleri sözler sabittir: "takma,
boşver, sıkma canını" vs... İşte asıl hesaplaşma bu zamandadır. O anda
sıkabildiğin kadar sık canını. Ağla, zırla, bağır... Kısa bir süre sonra o
enerji bitecek ve sessiz kalacaksın. İşte insanın aklı, başına böyle zamanlarda
gelir. Yani kafaya taktığın sürece çözüm yöntemleri geliştirirsin. Bunun
pratiği hayatın her yerinde lazım olur sana... Yani bir nevi karşına çıkacak
sıkıntılara karşı idmanlı olmuş olursun.
Servet Saygınoğlu - Sık Canını
Servet Saygınoğlu - Sık Canını
19 Temmuz 2013 Cuma
Sevgi Ölçüsü
Sevginin de ölçüsü vardır, fazlasını verirsen
harcarlar. Hepsini bir anda verme, milyondolar görmüş gibi aklını yitirir. Sen
de sevdiğini... Sevgili dediğinin gönlü kumbara olmalı, eksik etmemelisin
içinden sevgiyi. O sana sevgi vermek istediğinde ise kendi sevgisinden vermeli.
Sahip çıkmalı verdiklerine, değerini
bilmeli... Sen de öyle...
Servet Saygınoğlu - Sevgi Ölçüsü
Servet Saygınoğlu - Sevgi Ölçüsü
18 Temmuz 2013 Perşembe
Acının Hayata Etkisi
Evet, bazen çok katılaştığımın farkındayım. Katılaşma sebebi
yeterince acı çekmiş olmaktan geliyor. Ruhu bu durumda olan kimi insanlar pamuk
gibi olur, kimleri de adeta canavarlaşır. Bende her ikisi de mevcut. Yerine
göre kendimi gayet iyi belirliyorum. Ortası olmuyor, yani ya çok severler, ya
da hiç sevmezler. Ayna örneğim daima geçerlidir. Yani bana baktığında kötü biri
gibi görünüyorsam, kötü olan sensindir.
Servet SAYGINOĞLU - Acının Hayata Etkisi
Servet SAYGINOĞLU - Acının Hayata Etkisi
13 Temmuz 2013 Cumartesi
Aşk Gerçeği
Aşık olunur evet, insan aşk sandığını ancak kavga sonrasında
anlar. Eğer kavga onları birbirine iyice bağlıyorsa aşktır. Aradaki bağ
zayıflıyorsa değildir. Yani kavganın ertesi günü hiçbir şey olmamış gibi farklı
konulara girebilen insanlar aşıktırlar. Çünkü dün, dünde kalmıştır onlar
için... Ve bu aşıklar hayatlarındaki tüm güzellikleri beraber yaşamaya karar
verdikleri için aralarında kin olmaz, hatta sonradan kavga ettikleri anı
hatırlayıp birbirlerinin taklidini yaparak eğlenirler.
Servet Saygınoğlu - Aşk Gerçeği
Servet Saygınoğlu - Aşk Gerçeği
12 Temmuz 2013 Cuma
Dinlenmek Üzerine
Sıcak havada gelen esintinin kıymeti nasıl da bilinir.
En ufak bir terleme durumunda, “ah şuradan biraz esse ne güzel olur” şeklinde
dileklerimiz olur. Estiği anda keyfimize diyecek olmaz. Fakat sıcak olmayınca
rüzgarın da pek bir anlamı yoktur. Ne bileyim, gözüm aramaz rüzgar serinliğini,
havada her şey yolunda gidiyorsa fazlasına ya da yeni şeylerin eklenmesine
gerek mi var?
İş çıkışı geliyorsun eve, bir yorgunluk ki enkaza dönmüşsündür. Anne baba ile beraber yaşıyorsan vay haline. Evde rahat giyinemezsin, oturduğunda ayaklarını uzatamazsın, dışarıdan bir şeyler almak için gönderirler, misafir gelir, ıdı olur vıdı olur dıdı olur... Dolayısıyla yorgunluğun alayını yatağa kadar bekletirsin. Hal böyleyken karanlık çöktükten bir-iki saat sonra soluğu yatağının başında alırsın. Etrafta gürültü filan varsa tekrar vay haline… Bu kez de sağa sola dönerek yatakta tur atıp bir nevi parsellemeler yaparsın. İşin özü: yalnız olunca, ya da yanında bulunduğun kişi eşin, çoluk çocuğunsa veya bir arkadaşınla beraber yaşıyorsan rahat ediyorsun. Dinlenmenin demine vuruyorsun.
Bu durumda: Yatak sıcak olmayabilir, birkaç kıvranma sonucunda ısıtırsın. Yemeğini yapan kimse yoksa sorun olmuyor, dışarıda yiyip eve gelebiliyorsun. Ya da birkaç bisküvi, çay ve meyvesuyu ile gece uykusuna kadar idare etmek sorun olmuyor, -öğlen yemeğini düzgün yemişsen… İstersen evde yap yemeğini.- bir şekilde idare ediyorsun. Huzur mu? Âlâsı burada. Çünkü eve gelir gelmez selam verdiğin yok, varsa da kendi odasındadır. Derhal üzerindekilerin tamamını çıkarır duşa girersin ve sadece donla dolaşırsın evde. Ayağını uzatırsın, hatta halay çekersin, kitap okursun, bulmaca çözersin. Kendini geliştirmek için haddinden fazla zaman bulursun. Varsa böyle bir şansın, sarıl ona, bil kıymetini… Ya da şu anda kıymetini bilmen gereken bir durumun varsa, sarıl. Bırakma onu…
Servet Saygınoğlu – Dinlenmek Üzerine
İş çıkışı geliyorsun eve, bir yorgunluk ki enkaza dönmüşsündür. Anne baba ile beraber yaşıyorsan vay haline. Evde rahat giyinemezsin, oturduğunda ayaklarını uzatamazsın, dışarıdan bir şeyler almak için gönderirler, misafir gelir, ıdı olur vıdı olur dıdı olur... Dolayısıyla yorgunluğun alayını yatağa kadar bekletirsin. Hal böyleyken karanlık çöktükten bir-iki saat sonra soluğu yatağının başında alırsın. Etrafta gürültü filan varsa tekrar vay haline… Bu kez de sağa sola dönerek yatakta tur atıp bir nevi parsellemeler yaparsın. İşin özü: yalnız olunca, ya da yanında bulunduğun kişi eşin, çoluk çocuğunsa veya bir arkadaşınla beraber yaşıyorsan rahat ediyorsun. Dinlenmenin demine vuruyorsun.
Bu durumda: Yatak sıcak olmayabilir, birkaç kıvranma sonucunda ısıtırsın. Yemeğini yapan kimse yoksa sorun olmuyor, dışarıda yiyip eve gelebiliyorsun. Ya da birkaç bisküvi, çay ve meyvesuyu ile gece uykusuna kadar idare etmek sorun olmuyor, -öğlen yemeğini düzgün yemişsen… İstersen evde yap yemeğini.- bir şekilde idare ediyorsun. Huzur mu? Âlâsı burada. Çünkü eve gelir gelmez selam verdiğin yok, varsa da kendi odasındadır. Derhal üzerindekilerin tamamını çıkarır duşa girersin ve sadece donla dolaşırsın evde. Ayağını uzatırsın, hatta halay çekersin, kitap okursun, bulmaca çözersin. Kendini geliştirmek için haddinden fazla zaman bulursun. Varsa böyle bir şansın, sarıl ona, bil kıymetini… Ya da şu anda kıymetini bilmen gereken bir durumun varsa, sarıl. Bırakma onu…
Servet Saygınoğlu – Dinlenmek Üzerine
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)